ÇOCUKLARIN AİLE MAHKEMELERİNDE DİNLENMESİ VE İDRAK ÇAĞI (1)



ÇOCUKLARIN AİLE MAHKEMELERİNDE DİNLENMESİ VE İDRAK ÇAĞI
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU (YHGK) İÇTİHATLARI
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER
(1)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK) 2012/2-401 Esas ve K. 2012/723 Karar, benzer 2017/3117 Esas, 2018/1278 Karar ve benzer 2011/2-547 Esas 2011/695 Karar nolu içtihatları ile idrak çağına gelen çocukların mahkeme huzurunda hakim tarafından doğrudan dinlenerek karar verilmesinin şart koşulduğu ve çocuğun anne-babası arasında tercihini net olarak yapmak zorunda bırakıldığı anlaşılmaktadır.
YHGK nin dayandığı Uluslararası Sözleşmeler Neler?
YHGK bu kararı verirken dayanak olarak Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesini, Çocuk Haklarının Kulllanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Olduğuna Dair Kanunun 3. ve 6. maddelerini gerekçe göstermektedir.
Belirtilen maddeler şu şekildedir:

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi

Madde 12

  1. Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar.
  2. Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle sağlanacaktır.

Çocuk Haklarının Kulllanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Olduğuna Dair Kanun
Madde 3
Davalarda bilgilendirilme ve dava sırasında görüşünü ifade etme hakkı yeterli idrake sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edilen bir çocuğa, bir adli merci önündeki, kendisini ilgilendiren davalarda, yararlanmayı bizzat da talep edebileceği aşağıda sayılan haklar verilir : a) ilgili tüm bilgileri almak; b) kendisine danışılmak ve kendi görüşünü ifade etmek; c) görüşlerinin uygulanmasının olası sonuçlarından ve her tür kararın olası sonuçlarından bilgilendirilmek.
Madde 6
Karar süreci
Bir çocuğu ilgilendiren davalarda adli merci, bir karar almadan önce :
a) Çocuğun yüksek çıkarına uygun karar almak için yeterli bilgiye sahip olup olmadığını kontrol etmeli ve gerektiğinde özellikle velayet sorumluluğunu elinde bulunduranlardan ek bilgi sağlamalıdır.
b) Çocuğun iç hukuk tarafından yeterli idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda,
  • çocuğun bütün gerekli bilgiyi edindiğinden emin olmalıdır.
  • çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, gerekirse kendine veya diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışmalıdır.
  • çocuğun görüşünü ifade etmesine müsaade etmelidir.
c) Çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemi vermelidir.

Sözleşmelere göre çocuğun ifadesinin Hakim tarafından alınma zorunluluğu var mı?Sözleşmelerde altı çizilerek belirlenen noktalarda açık ve net şekilde çocuğun kendini ilgilendiren konularda, çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde, gerekirse kendine veya diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışılabileceği vurgulanmaktadır. Buna karşın YHGK'in çocukların hakim huzurunda dinlenmesi konusundaki ısrarı anlaşılamamaktadır. Ayrıca üzerinde durulması gereken husus şudur ki çocuğun duruşma ortamında, çeşitli nedenlerle ikincil örselenmeye açık şartlarda, kurulun dayandığı sözleşmelerde de vurgulanan "çocuğun yüksek yararı" ilkesinin gözardı edildiği ortamda ifade vermesi beklenmekte, anne-babası arasında tercih yapma zorunluluğu yüklenmektedir. Bu da Kurulun oluşturduğu içtihatın kendi içindeki çelişkisini yansıtmaktadır.
Sözleşmelerde "diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışmalıdır" denmektedir. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. Maddesi'nde belirtilen görevleri yapmak üzere görevlendirilmiş Pedagog, Psikolog ve Sosyal Hizmet Uzmanı gibi çocukla görüşme yöntem ve tekniklerine hakim olan meslek elemanlarının çocukla görüşerek ve çeşitli incelemelerle yapacakları değerlendirlemelerinin de söz konusu sözleşmelere göre çocuğun katılım hakkı kapsamında göz önünde bulundurulması gerektiği düşünülmektedir.

Çocuğun duruşma ortamında Hakim karşısında ifade vermesi "çocuğun yüksek yararı ilkesi" ile çelişmektedir
YHGK 2017/3117 Esas, 2018/1278 Karar nolu gerekçeli metinde belirtildiği üzere "yerel mahkemece, Yargıtay bozma kararında atıf yapılan uluslararası düzenlemelerde de açıkça benimsendiği üzere, idrak çağında olan çocukların tercihlerinin velayet düzenlemesi yapılırken mutlaka değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece de bu hususun dikkate alınarak uzmanlar tarafından çocukla üç kez görüşüldüğü, ayrıca taraflarla ve Efe'nin öğretmenleri ile de detaylı görüşmeler yapıldığı, her iki tarafın evlerinde ve okul ortamında incelemelerde de bulunulduğu, çocuğun sadece babasını ya da annesini tercih ettiğine dair bir anlatımının bulunmadığı, dava tarihinde 8 yaşında olan çocuk için adliyeler ve duruşma salonlarının çok da uygun yerler olmadığı, çocuğun duruşma salonuna getirtilerek değil de; çocuklara uygun dizayn edilmiş görüşme odalarında ve bu konuda eğitim görmüş mahkeme uzman pedagogu tarafından görüşlerinin alındığı belirtilerek, velayetin değiştirilmesi ve kaldırılması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir." Yerel Mahkeme'nin çocuğun yüksek yararı doğrultusunda uzman görüşleri değerlendirilerek aldığı bu kararının, çocuğun anne ya da babası arasıda tercih yapmak istemediğini ifade etmesi ve bu konuda net görüşünün alınmadığı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır.
Çocuğun velayeti ile ilgili alınacak kararda Hakim karşısında ifade verirken ve dava sürecine dahil olmasıyla oluşan koşulları şöyle bir gözden geçirdiğimizde çocuğun ne gibi olumsuzluklarla karşılaşacağını daha somut değerlendirmemiz mümkün olacaktır.
- Çocuk yetişkinler önünde, tanımadığı ortamda kendisini ifade etme güçlüğü ile karşı karşıya kalarak stres, kaygı, korku, endişe gibi olumsuz duygu durumları yaşayacaktır.
- Çocuklar duruşma sırasında annesi ve babası salonda olduğunda ( Hakim inisayitifine göre anne-babanın duruşma salonundan çıkarılmadığı çokça vaka bulunmakta) annesi ile babası arasında tercih yapmaya zorlanarak duygusal şiddete uğrayacaktır. Anne ve babasının bulunmadığı şartlarda ifade verse dahi yapacağı tercihle ebeveynlerinden birisini üzeceği düşüncesi nedeni ile üzüntü, kaygı, endişe, sevgisine karşılık bulamama gibi olumsuz duygularla karşılaşacaktır.
- Çocuk, annesi ve babası arasında tercih yapmama hakkına da sahip olabilmeliyken tercih yapma durumunda bırakılarak tercih yapmama özgürlüğüne ket vurma ve yine Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesine dayanan katılım hakkının çocuğun aleyhine kullanılması durumu ile karşı karşıya bırakılacaktır.
- Çocuk, Mahkeme Uzmanları ile görüşmelere dahil olduğu halde ifadesine de başvurularak dava sürecine defaatle dahil edilerek ruh sağlığı açısından dava sürecinden mümkün olduğunca uzak kalması gerektiği dönemde kendisini davanın ortasında bulacaktır.
Bütün bu durumlar sebebi ile hukuk eliyle çocuğa karşı duygusal bir şiddet uygulanmaktadır. Çocuğun yüksek yararı sözleşmelerin temel ilkesini oluştururken çocuğun ikincil örselenmesine neden olan şartların gözden geçirilerek alınan bu kararlardan ivedilikle dönülmesi gerektiği düşünülmektedir.

Aile Mahkemesi Uzmanları ve raporları dikkate alınmalıdır.
Ayrıca ayrıntılı uzman raporlarının bulunması ve yerel mahkemenin bu doğrultuda karar oluşturmasına karşın mahkemece çocuğun net ifadesinin olmaması gerekçesiyle YHGK tarafından kararın bozulması, Aile Mahkemesi Uzmanları'nın yazdığı ilgili görüş raporlarının dikkate değer bulunmadığı şeklinde yorumlanabilir. Uzmanların çocukla bireysel ve ebeveynleri ile bir arada olduğu şartlarda yaptığı görüşmeler ve ailenin tüm dinamiklerini, anne-babanın ebeveyn becerileri ve motivasyonlarını ayrıntılı olarak değerlendirdiği raporlar varken çocuğun bir kez daha ifadesine başvurulması beklenmektedir. Üstelik sözleşmelerde "çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışılabileceği" vurgusunun da dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu, çocuğun uzmanlarla görüşmüş olmasını yani çocuğu ve uzmanları görmezden gelmektir ve dahi uzun vadede Aile Mahkemelerinde uzman raporundan ziyade çocuğun ifadesinin önemli olduğu algısı ile uzman raporlarına başvurmama ve zamanla Aile Mahkemesi Uzmanına ihtiyaç duymama süreçlerine kadar varacak ağır handikapları barındırmaktadır.

Çocuğun ifadesinin hakimlikçe alınmasının şart olması halinde ne yapılabilir?
Adli Görüşme Odaları (AGO) çocuğun Adli Görüşmeci (Pedagog, Psikolog, Sosyal Hizmet Uzmanı) tarafından görüntülü ve sesli sistem alt yapısına sahip odalarda ifadesinin alınmasın olanak tanımaktadır. Çocuğun ifadesinin zorunlu olduğu şartlarda , yaygınlaşmakta olan bu odaların kullanımı ile ikincil örselenme ihtimali azaltılabilir.


Ekim 2018

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FLU

PAŞA